Psikolojik Dayanıklılık Ne Demektir?
Gündelik yaşamın stresinden etkileri daha uzun vadede hissedilen travmatik hadiselere kadar karşılaştığımız pek çok zorlu deneyim hayatın bir parçasıdır. Bunların her biri, bireyleri farklı şekillerde ve seviyelerde etkileyebilir. Travmatik bir deneyimin sonrasında kimileri depresyon ve stres bozuklukları gibi semptomlar gösterirken kimileri ise benzer zorlukların ardından yaşamına daha kolay devam edebilir. Bireylerin yaşamını değiştiren hadiselere ve stresli durumlara zamanla uyum göstermesini sağlayan faktörlerden biri de psikolojik dayanıklılıktır.
Psikolojik dayanıklılık; sağlık problemleri, maddi sıkıntılar, travma, aile ve ilişki sorunları gibi ciddi güçlükler ile karşıladığında gösterilen uyum süreci olarak tanımlanabilir. Burada söz edilen dayanıklılık, yalnızca bu zorlu deneyimleri atlatabilme değil, böyle güç durumları kişisel gelişime ve büyümeye katkı sağlayan tecrübeler olarak kabul edebilme yetisidir.
Bu noktada psikolojik dayanıklılığın stres ve zorlukları ortadan kaldıran bir edinim olmadığını hatırlatmakta fayda var. Elbette her birey yaşadığı zorlu deneyimlerin ardından negatif duygular hissedebilir, zorlu süreçlerden geçebilir. Ancak sürecin nihayetinde son bulacağına dair farkındalık, kişiye bu duyguları yaşama, aşma ve devam etme noktasında daha olumlu bir bakış açısı sağlar. Peki yaşamımızın büyük bir kısmını kapsayan iş hayatında psikolojik dayanıklılık nedir?
İş Hayatında Dayanıklılık Nedir?
Hem günümüzün hem de yaşamımızın önemli bir bölümünü çalışarak geçiriyoruz. Hâl böyle olunca pek çoğumuzun tıpkı özel yaşamında olduğu gibi iş hayatında da pek çok zorlukla karşılaştığından söz etmek mümkün. Resilience; yani dayanıklılık, modern iş dünyasının terminolojisinde yerini alarak günümüzde sıkça karşılaştığımız bir kavram hâline geldi. Psikolojik dayanıklılık, artık iş dünyasının gereklilikleri arasında âdeta parlayan bir yıldız olarak öne çıkıyor.
Dayanıklılık, aslında her bireyde içgüdüsel olarak var olan bir özelliktir. Elbette çalışma hayatının yorucu temposuna ve stres unsurlarına adapte olabilmek için bu niteliğin desteklenmesi ve geliştirilmesi gerekiyor. Aksi takdirde bireylerin karşılaştıkları olumsuzluklarla başa çıkması daha güç bir hâl alabiliyor. Stres yönetimi ve psikolojik dayanıklılık gibi alanlarda kendini geliştiren bireyler, çalışma hayatında sorunlarla karşılaştıkları zorlu süreçleri daha verimli şekilde yönetebiliyor.
Psikolojik Dayanıklılığı Artırmak İçin Neler Yapılabilir?
Psikolojik dayanıklılık, her yaşta öğrenilebilen ve geliştirilebilen bir beceri olarak düşünülebilir. Üstelik bu doğrultuda izlenebilecek bazı pratik adımlar da mevcut. Bu noktada en önemli husus, dayanıklılığı artırmak için sarf edilen emeği içselleştirmekten geçiyor. Psikolojik dayanıklılığınızı geliştirmenize yardımcı olacak bazı ipuçlarını sıraladık:
- İletişime Öncelik Vermek: Yaşadığımız travmatik deneyimler ve stresli hadiseler, bizleri çoğu zaman sosyal çevremizden izole olmaya itebilir. Bu noktada çevremizde bulunan diğer insanlardan yardım ve destek kabul etmek oldukça önemli. Örneğin; iş yerinizde yaşadığınız stresli bir durumu çalışma arkadaşlarınızla paylaşarak bu olumsuz deneyime neden olan problemin çözülmesini sağlayabilirsiniz. Üstelik bu sayede gergin çalışma ortamlarını ortak bir iletişim dili ile daha sağlıklı bir hâle getirmek de mümkün olacaktır.
- Fiziksel Olarak İyi Hissetmeye Önem Vermek: Stres, yalnızca ruhsal ve duygusal sebeplere değil; aynı zamanda fiziksel sorunlara bağlı olarak da tetiklenebilir. Doğru beslenme, yeterli uyku ve düzenli egzersiz ile hem negatif duygu-durumunuzu düzenleyebilir hem de stresle baş etme noktasında vücudunuzu güçlendirebilirsiniz.
- Hedef Belirlemek: Yaşadığınız zorlukları, kişisel gelişim yolculuğunuza katkı sağlamak ve kendinizi daha iyi keşfetmek için bir fırsat olarak düşünebilirsiniz. Böyle durumlarda gerçekçi ve ölçülebilir hedef belirlemek ve bu doğrultuda bu amaca yönelik adımlar atmak psikolojik dayanıklılığı artıran bir deneyimdir.
Tüm bunlara ek olarak sağlıklı düşünmek için çaba göstermek de dayanıklılığı artırmak adına oldukça önemli bir adımdır. Nasıl düşündüğümüz, çoğu zaman nasıl hissettiğimizi de belirleyen bir göstergedir. Zorlu bir deneyim yaşarken durumu bir felaket olarak değerlendirmek de bu tecrübenin en az hasarla nasıl atlatılabileceğine odaklanmak da tamamen sizin elinizdedir.